28 Mar 2010

neler diyorum ben !!

dün, uzun zamandır görüşemediğim bi arkadaş grubumla buluştum, muhabbet filan ediyorduk.. 4erkek ve 3 kızın olduğu bu samimi ortamda muhabbet gitgide koyulaşıyo, koyulaştıkça seviyemin düştüğünü fark ediyor ama bi türlü buna engel olamıyordum. şuursuz kahkahlar eşliğinde, en çok kendi esprilerime gülerek, salya ve tükürük sıçratarak, çığ gibi büyüyen bi rezillik içinde eğleniyordum. ulan benden başka herkes de seviyesini koruyordu bi nebze. eğleniyorlar, gülüyolar filan ama usturuplu bi şekilde yapıyolar bunu. birden "lavaboya gitme ihtiyacı hissettim" başka bi deyişle "tuvaletim geldi" ama bunu, bu şekilde söylecek zeka daha önemlisi 'terbiye' sahibi insan nerdeee.. masadan kalkarken , 'terbiye gereği müsaade isterken' bile öküz gibi; "ben sıçmağa gidiyom.bok sıçacam" dedim ve "HHğeehhaahhaahh kığğğhğğ" benzeri seslerle 'kahkahalar' atarak tuvalete gittim. arkadaşlar da hemen, bu olağanüstü, bu zeka dolu espirime ve kahkahlarıyla eşlik etmişlerdi ve hala gülüşlerini duyabiliyordum. işte ben böyle bi hayvanım. hadi ben hayvanım bunlar niye gülüyo

tuvalete girdim ,kapıyı kapattım filan.. ve 'sıçarken' kendimle başbaşa kalmamla aklım başıma gelmeye başladı ..birden "laan ne yapıyorum ben ? !!" dedim ..içerde gülüşmeler devam ediyordu.. "ne kadar beyinsiz bi yaratığım, ..bu ne hayvanlıktır" diye başlayıp, kendime en ağır küfürlere kadar giden bi 'kendimle hesaplaşma' yaşadım. hemen kendime gelmeliydim. bu arada sıçtığım bok gerçeküstü kokuyor, adeta boğazımı yakıyordu ama bu aşamada bunu düşünemezdim.bu kokudan önemlisi benim kendime olan saygımdı. yinede gözümün yaşarmasının sebebi rezilliklerim değil malum kokuydu ve buna engel olamıyordum.

hemen davranışlarıma odaklandım. bana böyle neler oluyordu. bunca insanın arasında hiç utanıp sıkılmadan yaptığım ayılıkların haddi hesabı yoktu. enteresan bişekilde aşşağılıklarıma, bayağılıklarıma gülüyolardı filan ama bu yaptığımın boktan olduğu gerçeğini değiştirmiyodu. Ben, üniversite okuyan, değerleri olan, aydın bi gençtim ve böyle hayvanlıklar yaparak yaşamımı sürdüremezdim. hemen radikal kararlar almalıydım ..ve aldım. "bu tualetten çıktıktan sonra bambaşka bi insan olucam " diye yemin ettim kendi kendime. gerçeketen aklım başıma geliyor, geldikçe de bu kutsal yeminime bağlı kalacağımdan emin oluyordum. gaza getirmiştim kendimi. hemen burdan çıkıp başka biri olmalıydım,"terbiyeli", standart ve prensip sahibi adeta örnek insan olmalıydım. bunun için hemen harekete geçmem gerekiyordu ve geçtim. artık dönüşü olmayan bi yola girmiştim..

işimi bitirip (artık şıçtım demek yok "sıç" yok) tuvalet kağıdını koparıp taharetimi alıp -defalarca- sifonu çektim."tuvalet tuvalet olalı böyle zulüm görmemiştir" diye şaka yaptım kendi kendime ama gülmedim çünkü içimden bi ses beni frenlemişti "gevşeme murat. şakanın sırası değil daha az önce bambaşka bi insan olmak için and içitin" diye uyardı. gevşememeliydim. son bi kez daha sifonu çekip elimi -köpürterek- yıkayıp kapıyı fazla açmadan dışarı çıktım ve hemen kapadım. bu kokuyu kimse duymasa hepimiz için daha hayırlı olurdu.

hemen arkadaşlarımın yanına gidip oturdum. herkes bana gülümseyerek bakıyordu bişey isteyecek gibiydiler "noldu" dedim. güldüler. yine şaka mı yapmıştım . yo yoo hayır "ben bok sıçıcam" deyince bile dakikalarca gülen bu insanlar, buna da gülebilirlerdi, bundan normal bişey olamazdı. içlerinden biri "sıçtın mı ?" diyip kahkaha atmaya başladı ve kendimi bi anlığına onun suretinde gördüm, az önce ben, böyle bişeydim. gülemedim. bi tebessümle geçiştirdim. muhabbet devam ediyor ama ben elimden geldiğince az katılmaya çalışıyordum. saçma sapan şeylere gülümsüyor normalde hakaretlerle karşılayacağım aşşağılayacağım söz ve söz öbeklerini duymazdan geliyordum. ama iyice de sessiz kalıp dikkat çekmemeliydim "noldu sana " vb bi soruyla karşılaşıp muhabbetin merkezine geçersem kendimi tutmam zorlaşabilirdi. o yüzden arada bi iki konuşuyor, şakalaşıyor ama bi 'insan gibi' olmaya dikkat ediyordum.dakikalar geçti..

konu sinemaya geldi.ordan sinemanın güzel kadınlarına. ama ortamda kız arkadaşlar da olduğu için, biz abaza arkadaşlar temkinliyiz. normalde her adı geçen isme "offff o hatun müthiişş beeaa" , "waaşşş" diye tepkiler veren insanlar olarak, biraz frene basmamız normaldir zaten. ama kızlar da bi enteresan.. biz abazalar nasıl her aktristi (kadını) nasıl güzel buluyorsak onlar da , bi şekilde kimseyi güzel bulmamakta ısrarcıydılar. "güzel ama onu bi de makyajsız görün" , "güzel ama yaşlı" , "güzel ama o kadar da güzel diğil" , "güzel ama şöyle" "güzel ama böyle" gibi 'güzel ama..'larla değerlendiriyorlardı. aması ney ama'na koyim güzel işte.

resmen bi kutuplaşma yaşıyorduk.. bu kafamı bozmuştu ama anlayış göstermeye çalışmıştım. belli ki o bilindik kadınlık içgüdüleriyle 'kıskanıyo'lardı. sanırım anlıyordum lakin yine de herkesin üzerinde mutabık kalacağı bi güzel bulmak istiyordum. bu sohbet ancak kızların bi güzeli kabul etmesiyle bitebilirdi ...sanırım salağımsı bi inadımsıydı benimki. ..bi çok önemli kozumu söylendi ve hiçbiri, yeterince beğenilmedi. ulan birine sadece güzel deyin bitsin. olmuyordu ne desek olmuyordu ..nice dilberleri itin götüne sokuyolardı. ".. laaan dur bi dakkaaaa" dedim salak sırıtışımla. Anjelina Julie söylenmemişti ehh buna da bişey diyemezlerdi. çünkü bu konuda nedenini bilmediğim evrensel bi mutabakat vardı. bu konu burda biter dedim ve ismi orataya attım. ama kızlar. bu kez daha bi gözü karalıkla daha bi kararlılıkla "hiç de bile" tarzı yorumlarda bulunmaya başladılar, kadının o 'dillere destan'(çift anlam) dudağına bile "ne biçim dudak o öle" diyen vardı.

ağzım açık kalmıştı.şaşırmış ve hatta durumu kabullenmeye başlamıştım . tam pes ediyordum kiii ordan, ..bi arkadaş diyemiyorum.. bi "allahın azmışı" , "dünkü elizabetçi" "oluuum mr and mrs simit'i izledinmii laaan"cı abza, -bize gıcıklık olsun diye mi, kızlara yaranmak için mi yoksa sırf 'aykırılık' olsun diye mi bilinmez- "bence de güzel değil " diye atladı. kutsal ittifakımızı bozmuştu ipne. neyin peşindeydi bu. neden sonra içimde garip ve tanıdık bi duygu dalga dalga büyüyerek beni ele geçirdi. dolunayın kurtadamı etlediği gibi ele geçirdi içimdeki o lanet ve aniden kontrolsüzce baş parmağımı işaret ve orta parmağımın arasından çıkararak elimi yumdum akabinde "NAAAAHHHĞ" diyerek gülmeye başladım.. Ölümüne gülüyordum. nefes alamadan ,küçük dilimi göstererek ve salyalı salyalı gülüyordum. 'bizimkiler' de benim düşündüğüme benzer şeyler düşünüyo olmalıydılar ki hak verircesine güldüler ..tabi insani sınırlar içinde.. ama ben bi fenaydım, kaptırmıştım kendimi. sanki az önce entellektüel entellektüel sinema hakkında ahkam kesen, yabancı filmlerin orjinal adlarını söylerek hava yapan ben değilmişim, hiç olmamışım gibi gülüyordum. nefes almadan gülmekle geçen bibuçuk dakkanın ardından derin bi nefes alabildim. kesik kesik gülmelerim devam ediyordu. birden yeminimi hatırladım. dakikalar önce ettiğim yemini orospu edivermiştim. üstelik gerçekten kızların yanında biraz ağır kaçmıştı o "nah". konuyu hemen değiştirsem iyi olacaktı, zira eski murat olsa umursamayabilirdi ama ben değişmiştim. hemen bu durumdan kurtulmalıydıml. daha ben bi yolunu bulamadan ilk tepki geldi..

1 yorum: