30 May 2010

bakiyesi yetersiz

lan olum, ben sanırım fakirim ..ne bileyim öyle geliyo. tabi dünyanın %81,569'u fakir. benim de fakir olmam bi açıdan tahmini pek zor olmayan bi şey. ama benim ruhum da fakir.. nasıl anlatsam.. yani öyle doğmuşum.onun garip bi ezikliği var sanki içimde. "demem o ki gardaşlar ben cahalım pek gonuşmayı bilmem" tarzı serzenişlerde bulunmak her zaman sevdiğim şeylerdendir. şimdi "NEALAKASIVARLAN ?" derseniz. ki dersiniz. cevabı bilmiyorum.

haa ne diyodum. evet fakirlik. lan olum ben zengin olmam, olamam lan. Milli piyango çıksa falan, yani çok param olsa, sağa sola borç verir, sonra gurur yapar almam .biraz da korkarım açıkçası. bi iş kurar batırırım.. hiç bişey olmasa harcamasını bilmem; millet "götü kalktı bunun" demesin diye kasarım da kasarım. yani zengin hayatı yaşayacak kapasitede değilim, gerçi öyle bi isteğimde yok.. en çok da buna gıcık oluyorum. "lan niye istemiyorum salakmıyım?" diyorum..

geçen gün de kampüs içinde bunları ve benzeri mallıkları düşüne düşüne, ellerim cebimde yürüyodum. neden sonra arkadaş aradı. dedi "toplanalım diyoz bi, gel." . dedim "tamam". dedi "tamam". zaten saçma sapan düşünceler içinde mal mal, öküz öküz dolaşıp, melankolik görünümlü şizoik bi haldeydim kafamı boşaltmam bana da çok iyi gelecekti nitekim biz bi araya gelince epey eğlenirdik.. neyse hemen kampüsün B kapısına doğru yöneldim kendi kendime şakalar yapıp güldüm filan yol çabucak bitti zaten 150 metre ya vardı ya yoktu.. B kapısından çıktığımda birden geri zekalı olduğumu tekrar anladım çünkü aynı mesafedeki A kapısına gitseydim oturarak gidecekken, şimdi aynı paraya ayakta gidecektim ..evet ayakta gitsen de aynı parayı veriyorsun ve bu bana koyuyo.. kendime küfrettim tabii ve hemen gördüğüm ilk otobüse doğru atladım -hayır sevgili dostlarım hayır o kadar da mal değilim yanlış otobüse binmedim müsterih olun-

atladım lakin benden çakalları hep olurdu. yine oldu. birden önüme 4 kişi geçiverdi, hakkımı savunamadım. ses bile çıkarmadım. önüme geçen3 kız ve bi erkek teker teker bindiler ve hepsi para verdiler. para verdiler diyorum çünkü ben kentkart adlı akbil benzeri bişey kullanıyorum ve bizim oralarda onu sadece fakirler kullanır -ve biz buralarda fakirleri sevmeyiz dostum- kentkartla ödersen 90 kuruş, normal(cash) ödersen (bir) 1 lira. genelde kent kart kullanmayanlar "amaan ne uğraşıcam iyi işte böyle" diyip aradaki (on)10 kuruşu takmayan insanlardı oysa ben bi "kentkartlıydım" belki o önüme geçen dört kişinin önüme geçmesi boşuna değildi.. belki tipimden bi kentkart taşıdığım belliydi ve belki her alanda böyle olacaktı sonuçta 'hamurumda fakirlik var'dı..

otobüs tıklım tıklımdan halliceydi ayakta bayaa bi insan vardı. bi an önüme geçenlerin oturamamasına sevindim içim şeytani bi kahakahayla bile doldu ama gülemedim. sonra şöföre "biıırenci" dedim ama.. ama şöför elini uzatmıştı bile O'an yıkıldım, gözlerimde yaşlar tomurcuklanır gibi oldu.. ezildim. büzüldüm. ama metin olmalıydım, kendimi toparladım ve biyandan kentkart okuyucusunu gözümle işaret eder gibi yaptım bi yandanda elimdeki kartı iyice görmesini sağladım. şoför içteniçe kızarak okuyucuya bastı, bastı ki kartokuyucu benden öğrenci tarifesi kessin. kessin ki 1 lira değil 90 kuruş gitsin. bütçemdeki +10 kuruş bana can versin.. bastığı an ben de büyük bi çeviklikle kartımı okuyucuya tuttum, hemen arka tarafa doğru yeni akım başlatmalıydım, insanları, boşlukları doldurmaya teşvit etmeliydim.. şoförün işine yararsam belki kentkartlılara avuç uzatmaz artık, bizi de fark eder sempati duyar, diye düşündüm.. amaa okuyucudan didit diye paramın varlığını belli eden hoş bi ses değil de bilgi yarışmalarındaki yanlış sorulara verilen efekte benzer bi ses çıktı.. ve okuyucu bana bi kadının sesinden -bağıra bağıra- "BAKİYENİZ YETERSİZ" dedi. demez olaydı. oğlu ölmüş fatma girik gibi bağrım tutuştu. pusatsız, duldasız, üryan bir cana bir de başa kaldım. halbuki daha yeni kendimi toparlamıştım. herkesin bana baktığını hissetttim kafamı otobüstekilere yönelttim ve evet hepsi bana bakıyordu ve ben ağlayayazıyordum. lan herkes bakıyodu, bi kişi de muhabbetine devam etmezmi bee. otobüsü bi ölüm sessizliği sardı sanırım bu fırtına öncesi sessizlikti. Birden, herkes beni parmaklarıyla gösterip "BA-Kİ-YE-Sİ-YE-TER-SİZ!!-BA-Kİ-YE-Sİ-YE-TER-SİZ !" diye -bağıra bağıra- dalga geçmeye, gülmeye başladılar yaşlı bi teyze bile onlara katılmıştı. otobüsteki yaklaşık 50 kişi bir olmuş,beni aşşağılıyor, gülüyor, gülüyor ve gülüyordu.. kahkalar beni gitgide küçültüyor, yerin dibine sokuyordu.. birden şoförün "geç hadi arkadaşım" diye seslenişiyle irkildim..o kâbusumsu şeyden uyanmıştım. evet gözümü bi açıp kapayışımda film gibi bişey izlemişim tıpkı filmlerdeki başrol oyuncuları gibi olmuştu. (bkz:şaytanın avukatı) hemen gözyaşlarımı çaktırmadan koluma silip aslanlar gibi 1 liramı verip hemen yerimi aldım.. insanlar gerçekten "bakiyesi yetersiz" diyolar gibiydi, açık açık diyemiyolardı tabi ama kesin diyolardı. mesela belki şu 3orrrospular aralarında beni konuşuyolardı.. "aahhhaaa bakiyesi yetersiz" "yo yoo tamamen yetersiz" "kıhh kıh" diye gülüşüyo olmaları gayet muhtemeldi.. ama ben gayet vakur bi şekilde sanki az önceki mal ben değilmişim gibi hiç kendimi bozmadan yolculuğuma devam ettim..

çarşıda indim, arkadaşların yanına gittim, şaka şuka filan baya eğlendim ama aklımda hep o acı an vardı ve evet kabul ediyorum "bakiyem yetersizdi" ..o .mına koduum kartokuyucusu o bed sesinden 7 düvele duyurmasaydı nolurdu haa nolurdu o gün bu gündür her otobüse binişimde bi tedirginlik bi gerginlik hissederim. bakiyem daha bitmeden çok önce tekrar tekrar doldururum ama yine de o korkuyu içimden atamam. işte bunun adı 'fakirlik' kent kartımda 20 lira yüklü bile olsa ben o otobüse bindiğimde fakir ve 'muhtemel bakiyesi yetersiz' biri olarak biniyorum o otobüse. işte bu çok enteresan bişey dostlarım bunun adı ruhen fakirlik bu anlatılması zor yaşanması daha da zor bişey. ciğerimi dağlıyor. ama o zalım kart okuyucu o hayın kart okuyucu yokmuu ooo.. o ne insafsız, o ne kapitalist, o ne para göz bişey o.. halbusem, o gün kartımın içinde kalan paramı alsa, sonrada sessizce ve anaçca "hadi bu seferde benden olsun aslanım başka zaman ödersin" dese bu travmayı, buhranları hiç yaşamazdım..